"Kastamonu, tarım sektörünün en önemli sermayesinin tarım toprağı olduğunu biliyor";

"Kastamonu, tarım sektörünün en önemli sermayesinin tarım toprağı olduğunu biliyor"

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Kastamonu’nun ev sahipliğinde Bartın, Zonguldak, Bolu, Düzce, Kocaeli, Karabük ve Sakarya’dan yetkililer ile sektör temsilcilerinin katıldığı “Tarımsal Üretim Planlaması Bölge İstişare Toplantısı” gerçekleştirildi....

Toplantıya, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, AK Parti Kastamonu milletvekilleri Halil Uluay ile Serap Ekmekci, Tarım ve Orman İl Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile çok sayıda davetli ve sektör temsilcisi katıldı.

Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, toplantıda planlı üretim üzerine detaylı bir sunum gerçekleştirdi.

Tarım sektörünün en önemli sermayesinin tarım toprağı olduğunu söyleyen Hasdemir, “Bunu herhalde en iyi bilen yerlerden bir tanesi Kastamonu’dur, Karadeniz Bölgesidir. Çünkü bir avuç toprağın bile kıymetli olduğu bölgeden bahsediyoruz. Son 20 yılda tarımsal nüfusumuz neredeyse 25 milyon arttı. Yani 60 milyon nüfustan 85 milyona çıktı. Üzerine 5 milyona varan sığınmacıyı, bir de 50 milyona yakın turisti ağırlıyoruz. Ama tarım topraklarımız aynı, nüfus arttığı sürece 20 yıl boyunca bir vatandaşımızı 4 dekar tarım arazisiyle beslerken şimdi 2.8 dekar tarım arazisiyle beslemek zorundayız. Üzerine 20 yıl önce 3,5 milyar dolar ihracat yaparken şu anda 30 milyar dolar ile Dünyanın 200’e yakın ülkesine tarım ürünleri ihracat ediyoruz.

"KİŞİ BAŞINA DÜŞEN TARIM ARAZİSİ MİKTARI DÜŞÜYOR"

Bir taraftan ihtiyaç artıyor, bir taraftan tarım arazileri üzerine olan baskı ile kişi başına düşen tarım arazisi miktarı düşüyor, bizim bir metrekare tarım toprağını bile kendi halinde bırakmaya daha fazla tahammülümüz yok. Daha doğru planlamalarla halkımızın daha güvenli gıda tüketmesini sağlamalıyız. Ayrıca kentleşme, şehirleşme, tarım dışı kullanım talepleri, Kastamonu’da var, sanayi için yer lazım. İlave konutlar için çocuklarımız evleniyor, yerler lazım. Eskisi gibi 2+1 80 metrekarelik konutlarla hiçbirimiz oturmak istemiyoruz. Daha geniş alanlarda oturmak istiyoruz. Hal böyle olunca 26 milyon hektarlık tarım arazisi 23.8 milyon hektara kadar gerilemiş durumda. Ama bu gerilerken bir paradoks ortaya çıkıyor. Türkiye’deki tarımsal arazilerin yaklaşık 3.6 milyon hektarı meyve bahçeleri, bunlar azalmıyor. Meyve alanlarında yüzde 41 artış görülüyor ama çeltik, buğday, mısır gibi halkımızın beslenmesinde önemli olan tarla bitkilerinde yüzde 8’lik bir daralma söz konusu. Çiftçilerimiz daha çok kar getirsin diye meyve dikmeye çalışıyor ama Çukurova gibi, Hatay’da Amik Ovası gibi, Konya gibi arazilerimizde yanlış arazi kullanımı sebebiyle belki de 50 yılda var edeceğimiz bir bahçeyi ovaya teslim edip, üç ürün alacağımız yerde bir ürün ile idare etmek zorunda kalıyoruz. Ayrıca meyve alanları, Karadeniz Bölgesinde belki de yağış sorunu yok ama yeraltından çok fazla su tüketmekte, iklim değişikliklerine karşı bu bölgede daha duyarlı olmak gerekiyor, doludan, selden, fırtınadan etkilenmekte, bu yüzden tarımsal üretimimizde Karadeniz Bölgesinde tehdit etmekte. Son 20 yılda bitkisel üretim sektöründe önemli bir üretim artışı yaşandı” diye konuştu.

 

 

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum