Başesgioğlu: 'Barışacağız, bölüşeceğiz, büyüyeceğiz';

Başesgioğlu: 'Barışacağız, bölüşeceğiz, büyüyeceğiz'

Divan Başkanlığını Memleket Partisi Genel Sekreteri Y. Kayhan Yüreğir, Yardımcılığını Parti Meclis Üyesi Eşber Atilla, katip üyeliklerini de Niyazi Yıldırım ve Kerem Başesgioğlu’nun yaptığı blok liste halinde yapılan genel kurula Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nurdan Şahin Demirbağ, Memleket Partisi Genel Sekreteri Y. Kayhan Yüreğir, Parti Meclis Üyesi Eşber Atilla, CHP eski İl Başkanı Murat Karasalihoğlu, Genç Parti, Zafer Partisi, İYİ Parti, Türkiye Değişim Partisi başkan ve yöneticileri ile davetliler katıldı....

Genel kurula tek liste olarak giren Mustafa Başesgioğlu, güven tazeledi.











BAŞESGİOĞLU: ''KENTLERİ YAŞANABİLİR KILACAĞIZ''

Tek liste olarak girilen genel kurulda konuşma yapan Memleket Partisi Kastamonu İl Başkanı Mustafa Başesgioğlu, “Sivas Kongresi'nin yıldönümü olan 4 Eylül 2020'de 'Memleket Hareketi' olarak 'halk için halkla birlikte siyaset' diyerek yola çıktık. Memleket Partisi, ülkenin her yanında gönüllü olarak harekete geçen kitlelerin inancı, isteği ve güveni sonucunda doğdu. Siyasete inancını yitirmiş, siyasetten dışlanan herkes için bir umut oldu. Partimiz, toplumsal sorunları çözme kapasitesine sahip, doğru politikaları kararlılıkla ve cesaretle uygulayacak bir iradenin vücut bulmuş halidir. Layık olmadığı şekilde dar bir alana hapsedilen halk iradesinin kendisiyle birlikte akacak bir mecra bulmasıdır. Kurumaya yüz tutmuş farklı nehirleri yeniden coşturacak ve maviliklerde buluşturacak bir hayata geçirme kudretidir. Köklerimizi Cumhuriyetimizin anti-emperyalist, kamucu, halkçı, devrimci ve laik dünya görüşünden alıyoruz. Gövdemizi çağdaş, demokratik ve bilimsel dünyanın evrensel değerleri oluşturuyor. Dallarımızdaki çiçekler ise Anadolu'nun hümanist ve kadim aşk bilgeliğiyle hayata kucak açıyor. Ebedi yol göstericimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün muasır medeniyet hedefi ile yol almak;  Terörün her türlüsünü reddetmek;  Dil, din, ırk, mezhep başta her türlü ayrımcılığa karşı çıkmak;  Doğaya ve çevreye saygılı olmak;  Siyasetten rant elde etmeye dur demek; Kadına şiddete ve çocuk istismarına tavizsiz olmak duruşumuzu belirliyor ve bu altı ilke yolumuzu aydınlatıyor. ‘Anavatan, Yavruvatan, Mavivatan, Gökvatan bir bütündür, parçalanamaz!’ kararlılığıyla yüreklerimiz atıyor. Ülkesine bağlı, milli egemenliği esas alan, toplumun değerleriyle barışık kadrolarımız halkın iktidarını kurmak ve halka hizmet için gün sayıyor. Partimiz, ‘Cumhuriyetçi Demokrat’ bir felsefeyi benimsemektedir. Cumhuriyetçi demokrasi anlayışıyla, anayasaI devleti, temel hakları, kuvvetler ayrılığını, düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünü, çoğulculuğu, toplumsal örgütlenmeyi, kadın haklarını, farklı yaşam tarzlarına saygıyı, ekonomik ve sosyal hakları korumayı, yerdi güçlendirmeyi içeren laik demokratik bir cumhuriyeti amaçlamaktayız. Milli iradeyi hâkim kılacak, ‘Halkın Yönetimini kuracağız.  Yüce Meclis'i yasama ve denetleme yetkisini kullanan, temsilde adalet ilkesinin gerçekleştiği kurum olarak güçlendireceğiz. Yargıyı tarafsız ve bağımsız kılacağı Planlı Demokratik Ekonomi, 3D Devlet Modeli, Mavi-Yeşil Politikalar, Hayal Kurduran Nitelikli Eğitim Sistemi, Dayanışmacı/Bölüşümcü Sosyal Refah Ağı, Cumhuriyet Sözleşmesi ile ülkemize umut olacağız. ‘Planlı Demokratik Ekonomi’, dar çıkar çevrelerinin değil, geniş halk kesimlerinin tercihlerini göz önüne alan, katılımcı, sürdürülebilir ve kalkınma odaklı bir yönetimi ifade etmektedir. Ülkemizin üretici güçlerine yol gösterecek uzun dönemli kalkınma planları yaparak, onları kuralsız ve haksız rekabete dayalı, siyasi patronaj ilişkileri ile işleyen ekonomik sistemden kurtaracağız. Kurumların kendilerini değişen ve gelişen koşullara uygun olarak yenileyebilmelerini sağlayacağız. Endüstri 5.0 ve Toplum 5.0 devrimlerinin ilkelerini evrensel ölçütler olarak koyacağız. Bu ölçütlere yerel birikimlerimizi ve deneyimlerimizi katacağız. Kamu yönetimi için benimsediğimiz Dürüst, Dijital, Denetlenen (3D) devlet modelimiz ile yolsuzlukları önleyecek, devletin her türlü eylem ve işlemini yargının, yasamanın, kamuoyunun denetimine açacak, hayatı kolaylaştıracak; üretim, ulaşım, iletişim, eğitim, sağlık, güvenlik altyapısı güçlendirecek, kırsal-kentsel gelişim farkın': azaltacak, kentleri yaşanabilir kılacağız. Tüm atama ve hizmet içinde yükselmelerde liyakati, temel alacağız. Vatandaşların devlete tekrar 'güven" duymasın; sağlayacağız. Dijitalleşmeyi, bireylerin hayatını denetlemek özgürlüklerini sınırlamak için değil, hayatı kolaylaştırmak mal ve hizmet üretmek, büyük ve güvenilir veri sağlamak ve teknolojik yük gerçekleştirmek için demokratik bir araç olarak kullanacağız. Kamu öncülüğünde tarım ile gıda, ulaşım, sağlık, su ve enerji kaynakları, ekolojik işletmeler alanlarında bütüncül ve akıllı bir dönüşüm başlatacak; üretim, istihdam, refahın adil dağılımı konularında özel sektör, yerel yönetimler ve üçüncü sektörle birlikte çalışacağız. Ekolojik bütünlüğü korumayı amaçlayan ‘Mavi-Yeşil Politikalar’ üreteceğiz. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan depreme hazırlıklı olmayı hedefleyen bir afet yönetimi politikası oluşturacağız. Fırsat eşitliğine dayalı, ücretsiz ve kesintisiz, bilimsel, çağımızın teknolojik gelişmeleriyle uyumlu, gençlere hayal kurduran ve hayallerini gerçekleştirme imkânı veren nitelikli bir eğitim modellemesi için seferberlik başlatacağız. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştireceğiz. Küresel eşitsizlik olgusu nedeniyle en çok zararı sosyal refah devleti görmüştür. Sosyal yurttaşlık anlayışı çerçevesinde ihtiyaç sahibi olan her yurttaşımıza sosyal güvence sağlayacak, eğitim ve sağlık hizmetlerinde kamucu anlayışı benimseyeceğiz. Kimsenin açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten dolayı sosyal ve insani felakete sürüklenmediği Dayanışmacı/Bölüşümcü Sosyal Refah Ağını sivil toplum ve yerel yönetimlerle birlikte oluşturacağız. Cumhuriyetimizin temel niteliklerini ve kuruluş ilkelerini benimseyen yeni, sivil ve özgürlükçü bir ‘Cumhuriyet Sözleşmesi’ ile toplumsal barışı sağlayacağız. Her türlü dinsel, mezhepsel, etnik kimliğin üzerinde yer alan, bütünleştirici ulus anlayışını sahipleneceğiz. 'Yarınlar hepimizin!' anlayışıyla toplumun mutsuzluğunu, sisteme duyduğu güven bunalımını, gelecek kaygısını aşacak, insani gelişmişlik endeksinde üst sıralarda yer alarak özgür bir ülke olacağız. Böylece Türk Milleti olarak; 'Barışacağız, Bölüşeceğiz, Büyüyeceğiz. Sloganımız Mavi, hayalimiz toplumsal barış ve mutluluğumuzun gökyüzü enginliğinde, toplumsal adaletimizin deniz duruluğunda mavi olduğu bir Türkiye'dir” Dedi.

YÜREĞİR: ''EN BÜYÜK SORUNUMUZ SIĞINMACILAR''

Memleket Partisi Genel Sekreteri Y. Kayhan Yüreğir ise  genel kurulda yaptığı konuşmasında, “Şu an en büyük sorunumuz sığınmacılar. sığınmacılar mı, mülteciler mi derken aslında bu arkadaşlar korunmaya muhtaç sığınmacılar, mülteciler ayrı bir şey. Ama Türkiye’de mülteci sorunu apayrı bir yere doğru gitti. Kayıtsız ve rahatça geçilen bir sınır haline geldi. Bu sınırdan geçenlerin bir bölümü kayıt altında. Şimdi Bakanlığın kaydına bakıyorsunuz 3 milyon 700 bin kayıtlı Suriyeli var diyor, tamam doğrudur.Ama 1 Milyon 250 binde oturma izni verilen Suriyeli var. Etti size 5 Milyon, 201 binde vatandaşlık verilen Suriyeli var. Bunun üstüne Pakistanlıları, Afganistanlıları,Nijeryalıları koyduğunuz zaman 7-8 Milyon sığınmacı var. Türkiye’nin yüzde 10’u kadar bir sığınmacı var içeride. Bunlar Bakanlığın kayıt altında tuttukları. Kayıtsız geçen göçmen sayısının zaten akibeti yok. Pasaportunu yırttı diye gönderilemiyorlarsa, Almanya ya, İspanya’ya giden herkes pasaportunu yırtsın orada kalsın. Demek ki kayıt altında değil bunlar. Kayıt altında olmayan adamın pasaportunu yırtsan ne olur yırtmasan ne olur? Bakanlığın söylediği ile ortadaki iş farklı. Bir Kilis örneği var. Kilisin nüfusu 145 bin 140 binde sığınmacı var Kilis’te. Sonra diyorlar bu bir sorun mu? Biz bunları göndereceğiz buna inanın. Cumhurbaşkanını sandıkta göndereceğiz, Suriyelileri de uzlaşma ile göndereceğiz. Sen IŞİD ile oturuyorsan masaya Esad ile de oturacaksın. İktidar olduğumuzda orda Esad olur bir başkası olur ama bu iş protokol ile çözülecek iş.O sığınmacıları güvenli bir hale gelip göndermek gerekiyor. Kamyonun kasasına koyup gönderdim değil hiçbir zaman. Bu iş protokol il çözülecek bir iş. Ayrı bir sorunumuz Ekonomi. Tarım da Eğitim de sorunlar var. Ama En büyük sorun enflasyon sorunu. Enflasyona bakıyorsunuz Ay çiçek yağı uçmuş, pirinç fiyatı uçmuş hepsi uçmuş.Ama bir iktidar var marketçiye kızıyorlar. Sen stok yapıyorsun seni cezalandırıyorum. Muhalefet var siz ucuzlatın biz iktidar olunca paranızı geri ödeyelim. İktidar olamazsan kim ödeyecek bunların parasını? Sorun markette falan değil,sorun tarlada. Tarla sorunu çözülmediği müddetçe enflasyon sorunu hiçbir zaman çözülemez” diye konuştu.

DEMİRBAĞ: ''KASTAMONU, BİR ÇOK POTANSİYELE SAHİPTİR''

Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nurdan Şahin Demirbağ  da genel kurulda yaptığı konuşmasında, “17 Mayısta Kuruluşunun 1. Yılını kutlayacağımız Partimizin, ‘ilkeli, inançlı, kutuplaştıran değil kucaklayan’ yürüyüşümüzde bugün günlerden ‘Kastamonu’  dur. Mustafa Kemal Atatürk ün, 24 Ağustos 1925’de ‘Bir Türk Dünyaya bedeldir’ sözünü söylediği Kastamonu’dayız.26 Ağustos Çarşamba günü, mareşal üniformasıyla belediye binasına gelen Atatürk, burada başlarında kâhyaları ile birlikte İnebolu kayıkçıları ile diğer heyetleri kabul eder. Kayıkçılara iltifat eden Atatürk, akşamüzeri, İnebolu çarşısını sivil elbise ve elinde şapkası olduğu halde dolaşır. Gece İnebolu kayıkçılarının gösterilerini ve fener alaylarını izler. 27 Ağustos Perşembe günü sivil elbise ve elinde şapkası ile İnebolu Türk ocağı binasına gelen Atatürk, medeniyet kavramına ve kıyafetin medeniyetle alâkasına dair bir konuşma yapar ve devamında, 'Bu serpuşun adına şapka derler' cümlesi ile de şapka inkılâbını ilân etmiş olur. Türkiye, bulunduğu coğrafya, sahip olduğu tarım kültürü ve tarihi, iklimi, toprak zenginliği, genç nüfusu, ticaret olanakları ve en önemlisi biyoçeşitliliği ile tarımda çok büyük potansiyele ve fırsatlara sahiptir. Ancak bu potansiyeli ve fırsatları değerlendirmek yerine ithalata dayalı bir politika uygulamaktadır'' dedi.

ATİLLA: '' DOĞRULARI NET BİR ŞEKİLDE SÖYLEYEN TEK GENEL BAŞKAN''

Parti Meclis Üyesi Eşber Atilla da yaptığı konuşmasında, “Türkiye'ye yeni bir umut olarak Sayın Muharrem İnce liderliğinde kurduğumuz Memleket Partisi Kastamonu İl Kongremize katılan herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün yapmakta olduğumuz kongremizin iki önemli özelliği var. Birincisi Büyük önderimiz Atatürk'ün devrimlerini duyurduğu özel ve güzel şehrin Kastamonu'nun Memleket Partisi olarak ilk İl kongresi olması. İkincisi ise Allah’ın izni, milletin takdiri, siz örgüt emekçilerinin gayretiyle muhalefetteki son kongremiz olması.Bir daha ki Kongremizde seçimlerden galip çıkmış, Memleket Partisi en yüksek oyu almış ve Sayın Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olmuş bir şekilde buluşacağız. Ben buna inanıyorum.Bu ülkenin doğusuna da, batısına da, kuzeyine de, güneyine de rahat rahat giden ve gittiği her yerde inandığı doğruları net bir şekilde söyleyen tek Genel Başkan olduğu için inanıyorum” dedi.

Mustafa Başesgioğlu Başkanlığı’nda yönetim kurulu asil üyeliğine Fatih Abayoğlu, Yüksel Akyol, Birol Altındağ, Orçun Barut, Şenel Başesgioğlu, Tahir Beştecioğlu, Cafer Boyabatlı, Emine Beste Urganioğlu, Murat Çelik, Kemal Sami Çelik, Mahir Emen, Ümit Herkiloğlu, Refik İncekara, Ahmet Kabakcıoğlu, Rıza Kepenek, Arif Kuzkaya, Remzi Sarı, Emin Şerifoğlu, Adil Ünaldı ve Eda Yaşar; Disiplin kurulu asil üyeliğine Nermin Çelen, Fatma İncereiscan, Yavuz Kızıl Yol, Barış Kaan Özbey, İsmail Özlük, Murat Tuğtepe, Ayşen Yüzbaşıoğlu; Kurultay delegeliğine de Mustafa Başesgioğlu, Adil Ünaldı, Ümit Herkiloğlu, Ayten Urganioğlu, Ayşe Demir ve Erdal Mermerci seçildi. (Emre Çevik)


Kaynak:

İlgili Konular :
, ,
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum