
Memleketinizin adı nereden geliyor? Kastamonu'yu duyunca çok şaşıracaksınız... İşte tüm illerin açıklaması
Memleketinizin adı nereden geliyor? Her şehrin isminin birbirinden farklı hikayesi var. İşte şehirlerin isimlerinin hikayeleri......
KASTAMONU:
Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir
kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana
gelmiştir.
ANKARA: İslam kaynaklarında
Ankara'nın adı Enguru olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça
"Üzüm" anlamına gelen Engür'den, ya da Yunanca'da Koruk anlamına
gelen"Aguirada'dan türemiştir. Bazılarına Hint-Avrupa dillerindeki
"Eğmek" anlamına gelen Ank ya da Sankskritçe de;
"Kıvrıntı", anlamına gelen ankaba'dan veya Latince'den çengel anlamına
gelen uncus'dan türediği ileri sürülmektedir. Frig dilinde Ank "engebeli,
karışık arazi anlamına gelir." Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura,
Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora, Ancora ve son olarak
Ankara şeklini almıştır.
ADIYAMAN:
Adıyaman ilk zamanlarda, Piran Köyü'nün yerine kuruluydu ve Perre adını
taşıyordu. Daha sonra Emeviler, buraya bir kale yaptırdı. Kent de Mansur'un
Kalesi anlamına gelen ''Hısn Mansur'' adıyla anılmaya başlandı. Kent, 1. Selim
zamanında alınınca Türkler, buraya Adıyaman demeye başladılar.
AFYONKARAHİSAR:
Afyon türkülerinde sık sık "Hisar" sözcüğü geçer. "Hisarın
bedenleri çevirin gidenleri" Bu hisar sözcüğünün Afyon türkülerinde sık
sık yinelenmesi nedensiz değildir. Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular
uzun süren bir kuşatmadan sonra ele geçirdiler. "Hisar" kuşatma
anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere "Karahisar" dediler ve
orada, kara taşlardan bir kale kurdular. Onaltıncı yüzyılda bölgede afyon
yetiştirilmeye başlayınca, Karahisar'ın başına bir de Afyon eklendi ve şehir
"Afyonkarahisar" adını aldı.
BALIKESİR:
Şehrin adının eski hisar anlamına gelen Paleokastio'dan türediği sanılmaktadır.
Halk arasında dolaşan bir söylentiye göre de balı çok anlamına gelir. Çünkü
Kesir Arapça'da çok anlamına gelmektedir.
AMASYA: Amasya
şehrini tarihçi Strabon'a göre Amazon karalı Amasis kurdu ve ona Amasis kenti
anlamına gelen "Amasesia" ismini verdi.
AĞRI:
İsmi sınırları içindeki "Ararat" dağından alır. Çok eski çağlarda
yeryüzü korkunç bir su baskınınına uğradı.(Nuh Tufanı) Nuh peygamber bütün
canılardan bir çifti alarak bir gemiye bindirdi. Gemi Cudi (İslam kaynaklarına
göre) (Hristiyan kaynaklarına göre de Ararat – Ağrı) dağına kondu. Ararat, önce
aran sonra da Ağrı adını aldı.
ANTALYA: MÖ
ll.ci yüzyılda Bergama karalı Attalos ll tarafından kuruldu. Şehir önceleri
ismini kurucusundan aldı ve Attaleia adıyla anıldı. Daha sonra bu isim Adalia,
Antalia ve en son Antalya şekline dönüştü.
ADANA:
Adana'yı kimlerin nasıl kurdukları konusunda elde kesin bilgiler yoktur. Ancak,
Bizans' lı Etien' in ilettiği bir söylenceye göre, Uranus' un oğulları Adanos
ve Saros, Tarsus' la savaşarak burayı ele geçirmişler. Bunlardan Adanos kente (
Adana ) Saros'ta ırmağa (Seyhan) adını vermiş.
ARTVİN:
Kıldiyet Dağı'nın dik yamaçları üzerine İskitler tarafından kuruldu. Yaygın bir
inanışa göre Artvin adı, kenti kuran İskit hükümdarının adından gelir. Sözcük,
önceleri Artvani, sonrada Artvini biçiminde söylenmiş, zamanla Artvin'e
dönüşmüştür.
AYDIN:
İlk olarak Argoslar tarafından kuruldu. Anadolu beylerinden Aydınoğlu Mehmet
bey'den aldı. Aydın, Mehmet beyin babasının ismidir.
BİLECİK:
Bizanslılar döneminde burada Bilekoma adlı bir kale vardı. Osman bey burayı
alınca bu adı Bilecik olarak adını verdi.
BİNGÖL:
Buradaki bir çok göllerden dolayı bu isim kendisine verildi.
BİTLİS:
Kimi tarihçilere göre, "Bageş" ya da "Pagiş" sözcüklerinden
türemiştir. Kimilerine göre de Büyük İskender'in komutanı "Lis" ya da
"Badlis" burada bir kale kurmuş. Bitlis sözcüğü bu komutanın isminden
kaynaklanıyormuş.
BOLU:
Önceleri Bithynion Romalılar döneminde ise Claudiopolis adı verildi. Türkler
burayı alınca Claudiopolis sözcüğünü kısaltıp sadece polis dediler. Daha sonra
bu da halk dilinde değişerek Bolu oldu.
BURDUR:
Eski adı Askaniya'dır. İsmini yanında kurulmuş olduğu Burdur gölünden alır.
BURSA:
Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkentidir. Buraya kurucusu Bitinya kralı
Prusias'ın adı verildi. (MÖ:ll.yüzyıl)
ÇANAKKALE:
Marmara ve Ege denizlerini birleştiren Boğaz'daki şehir ve kasabaların en
büyüğü ve il merkezidir. Boğazın doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur.
Burada denizini şekli tıpkı bir çanağı andırır. Bugünkü ismini buradan alır.
ÇANKIRI:
İlkçağda "Gangra" kalesinin eteğinde kuruldu. İsmini Gangra
kalesinden alan Çankırı'ya yakın zamana kadar Çangırı ve Çenğiri deniliyordu.
ÇORUM:
Çorum'un çevresinin dağlarla çevrili oldukça geniş bir ova olmasından dolayı
(Çevrim) denildiği, halk ağzında Çorum'a dönüştüğü söylenmektedir. 1576 tarihli
mufassal defterde adı geçen ilk kaza Çorumlu kazasıdır.
DENİZLİ:
Denizli'nin eski adı “Ladik” ya da “Lazik” idi. Bu kelime Laodikeia
kelimesinden gelmektedir ve Türkçe'de bir anlam ifade etmemektedir. Yukarı
Menderes Vadisinde (bugünkü Denizli şehrinin 6 km kuzeyinde) bulunan Laodikeia
şehrinin Türklere geçişi sırasında “Ladik” ismi de miras kalmıştır.
EDİRNE:
Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir
"Hadrianopolis" dını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu
sözcük, sonradan değşimlere uğrayarak Edirne halini aldı.
DİYARBAKIR:
Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu ismin kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in
memleketi anlamına gelir. Bunun nedeni de Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe
boyunun buraya yrleşmiş olmasından kaynaklanır. Diyarbakır'ın eski adı Amid
veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut kitabında Amid'e
Hamid de denilmiştir.
ELAZIĞ:
1834 yılında Mezra denilen yerde kuruldu.1862 yılında buraya o sıradaki padişah
Abdülaziz'in onuruna "Mamuretülaziz" adı verildi. Bu ismi uzun bulan
halk onu Elaziz olarak kısalttı. 1937 yılında Elazığ'a çevrildi.
ERZİNCAN:
Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından söylenir. Buranın
eski adı Eriza'dır.
ERZURUM:
Ardı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre
de Selçuklular buraya Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o
zamanlar bir tahıl ambarı olarak kullanılmıştır.
ESKİŞEHİR:
Eski adı Doylaion'dur. 1080 yılında Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında
burasını Bizans geri aldı. Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona
"Bizim eski Şehrimiz" anlamına gelen Eski Şehir adını verdi.
GAZİANTEP:
Şehrin eski adı Ayıntab'dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu
Antep olarak değiştirmiştir. Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı
bir savaş verince 6 Şubat 1921'de çıkartılan bir yasayla Gazi ünvanı verildi.
GİRESUN:
Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu
tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer
almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun
kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien
Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular
tarafından kurulduğunu yazmıştır.
GÜMÜŞHANE:
Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre Gümüşhane
denilmiştir.
HAKKARİ:
Hakkâri kelimesi Kürtçe' den dilimize geçmiştir. Bu rivâyete göre kelimenin özü
"Kar-in" olup "Her" önekini almıştır. Kürtçe' de
"Kar-in", "-ebilmek" manasına gelip, insanın güç
yetirebilme durumunu anlatır. Dolayısıyla "Hakkâri" kelimesi
"hep güçlü, hep edebilen" anlamı vardır.
HATAY:
Hatay adının kaynağına ilişkin ilk bilgiler İ.Ö. 1200’le başlayan Genç Hitit
prenslikleri dönemine tarihlenmektedir. Bu dönemde, Amik Ovası´ndaki Hitit
Prenslikleri’nin birleşerek Hattena Krallığı adını aldıkları bilinmekte, Hatay
adının da buradan geldiği sanılmaktadır. Yöreye bu adı 1936’da Atatürk
vermiştir. Hattena Krallığı’nın başkenti, bugünkü Kırıkhan yakınlardaki Kanula
(Çatalhöyük) te kalıntıları bulunan yerleşim yeridir. Hatay ilinin merkez
ilçesi olan Antakya’nın ise İ.Ö. 300 yılında Seleukos, 1. Nikator’un babası
Antiokhos’un ismi verilerek Antiokheia ismi verilmiştir.
ISPARTA:
Büyük İskender Kral olduktan sonra (M.Ö. 356 - 323) Anadolu'nun Batısı Yunan
egemenliği altına geçti. İskender öldükten sonra bile, daha 36 yıl bu bölge
Atina'ya bağımlı kaldı.Bu yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan
Ispartalılarla, Atina Yunanlıları, Anadolu'nun Batısına göç etmeye başladılar.
Mora Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi; Isparta Kenti'ne
yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin Isparta adını verdiler.
MERSİN:
Mersin'e Mersin denilmesinin sebebi şimdiki Mersin Şehrinin yakınlarında
eskiden MERSİNLİ adında bir aşiret varmış. Bu aşiret Türkistan'dan gelen
aşiretlerdenmiş. MERSİN adı ile Anadolu'da daha yedi, sekiz tane köy vardır ki,
MERSİN adı bu Mersin adındaki Türk Oymağının adına göre konmuştur.
İSTANBUL:
MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre
kurucusundan dolayı Bizantion adı verilmiştir. Roma imparatoro Marcus Avrelius
döneminde imparatorun manevi babasının adıyla "Antion" olarak anıldı.
Bizans İmparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi.
Şehre "Konstantin veya Konstanpolis" adı verildi. Araplar
"Kostantiniye, Romalılar Konstantinopolis" demişlerdir. Daha sonra bu
ismin kısaltılmış şekli olan "Stin-polis" deyimi kullanıldı. İşte
İstanbul bu "Stin-Polis" şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca
Müslüman şehir anlamında "İslambol" adını verdiler. Fakat daha sonra
İstanbul olarak değiştirildi.
İZMİR:
Şehrin asıl adı "Smyrna"dır. İzmir kelimesi smyrna'nın halk
arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı
Kinyras'ın kızı Smyra'dan alır ve tanrıça Artemis İzmirli'dir. Kimi kaynaklara
göre de, İzmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar'dır. (Hititler de
buraya Navlühun adını vermişlerdir.
KARS:
MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre kars adı
verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyun yününden yapılan
elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.
KASTAMONU:
Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir
kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana
gelmiştir.
KAYSERİ:
Romalılar Mazaka adlı şehri alınca buraya Kaysarea adını verdiler. Yani
İmparator şehri anlamına gelir. Daha sonra Kayseri olarak halk arasında
yayıldı.
KIRKLARELİ:
Kırklareli ismi, toprakları bünyemize katan 40 savaşçıdan gelir, diğer adları
deliler veya akıncılar olarak bilinen bu savaşçılar kaleyi ele geçirirler
fakat, buradan kurtulamayacağını önceden bilen bizanslıların toplu intaharı ile
onlarda bu topraklarda hayatını kaybeder.
KIRŞEHİR:
Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
KOCAELİ:
Orhan gazi döneminde bu bölgeyi feth eden Akçakoca isimli komutandan dolayı
buraya Kocaeli denildi.
KONYA:
İsa'dan önce 47-50 ve 53 yıllarında Hıristiyan azizlerinden St. Paul burayı
ziyaret etti ve şehir önemli bir dinsel merkez olarak gelişti. Bu nedenle
Hıristiyanlar ona, "İsa'nın tasviri" anlamına gelen
"ikonyum" adını verdiler. Abbasiler burayı alınca
"Kuniye'ye" çevirdiler. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.
KÜTAHYA:
Frigler buraya "Katyasiyum veya Katiation" adını vermişlerdir. Daha
sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir.
MALATYA:
Hititler döneminde buranın adı "Meliddu"dur. Halk tarafından Malatya
olarak değiştirildi.
MANİSA:
Yunanca Magnesya'dan gelmiştir. Türkler burayı alınca Manisa olarak şehrin
ismini değiştirdiler.
KAHRAMANMARAŞ:
Maraş Hitit devrinde meşhur kumandan "Maraj" tarafından kurulmuştur.
Asurluların "Markasi" ve Romalıların "Germanikya" dedikleri
bu şehre İslâm orduları fethedince "Mer'aş" veya "Reaşe",
Türkler fethettikten sonra da "Maraş" denildi. "Mer'aş"
"titreyen yer" demektir. Nil Vâdisi, Lût Gölü, Amik Ovası, Maraş
arası zelzele bölgesidir. Bu sebeple Mer'aş denildiği söylenir.
MARDİN:
Mardin adı Süryanice'de Marde'den geldiği rivayet edilir. Romalılar
"Maride" Araplar ise "Mardin" adını vermişlerdir. Diğer bir
rivayet göre ise Kürtçedeki Mer-din yani erkek, yiğit –görmek kelimesinden
geldiği söylenmiştir.
MUĞLA:
Eski adı "Mobolla"'dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.
MUŞ:
Bir rivayete göre süryanice'deki suyu bol anlamına glene Muşa'dan diğer bir
rivayete göre ise Şehrin kurucusu "Muşet'den gelmiştir.
NEVŞEHİR:
Onsekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı "Muşkara" idi. Daha
sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında
Nevşehir adını verdi.
NİĞDE:
İlkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim yaşadığından bu şehre isimlerini
vermişler. Arap kaynakları şehre "Nekide veya Nikde" demişlerdir.
Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.
ORDU:
Eski adı "Kotyora"dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe
uğramıştır.
RİZE:
Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır..
SAKARYA:
Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır..
SAMSUN:
Eski adı "Amisos"dur. Samsun ismi bu kelimenin halk arasından
değiştirilmesidir.
SİİRT:
Siirt adının Keldani aslından geldiği ve şehir anlamına geldiği söylenir. Diğer
bir rivayete göre ise Sert kelimesinin bozulmuş şeklidir.
SİNOP:
Sinop ismi Sinope isimli bir Yunan Tanrıçasından doğru gelmektedir. Şehrin
önceki ismi de Sinopedir.
SİVAS: Bu
gün kullanılan Sivas isminin kaynağı hakkında ise farklı görüşler
bulunmaktadır. Bunların içinden 'Sebaste' Sebasteia eski yunancada (Augustus
Şehri) ismi, Pontus kralı Polemon'un hanımı Pitodoris tarafından verilmiştir.
Romalılar, Pont Krallığını egemenlikleri altına aldıkları zaman şehrin
yönetimini Pont Krallığı'nda bırakmışlardı. Pont Kralının hanımı ise, Roma
Kralı Augustus'un sevgisini kazanmak ve ona bir şükran ve sadakat ifadesi olmak
üzere Yunanca'da Ogüst şehri anlamına gelen "Sebaste" adını verdiği
sanılmaktadır.
TEKİRDAĞ:
Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağlarından almıştı.
TOKAT:
Eski adı "Komana Pontika idi. Tokat adının Pontika adının halk arasından
değişmiş şeklidir.
TRABZON:
"Trapezus" sözcüğünden gelir. Anlamı dörtköşe'dir.
TUNCELİ:
Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre Tunceli adı
verilmiştir. Yani tunç ülkesi demektir.
ŞANLIURFA:
Eski adı "Orhoe veya Orhai"dir. Daha sonra Araplar tarafından
"R"ya çevrilmiştir. Bir diğer rivayete göre ise Kürtçeden gelmekte
olup R yani güneş demektir. Şehir Babil hükümdarı Ramis-Nemrut tarafından
kuruldu.
UŞAK:
Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise
uşak (ayınla söylenişi) kelimesinin aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.
VAN:
Van'ı Asur kraliçesi Semiramis kurdu. Bundan dolayı şehre
"Şahmirankent" adı verildi. Daha sonra Persler döneminde buraya Van
adında bir vali geldi ve şehri bayındır hale getirdiğinden şehre onun adı
verildi.
YOZGAT:
Yozgat isminin kaynağına ilişkin değişik söylentiler vardır. yozgat sürü veya
otlak kent anlamına gelir. bozok yaylası eskiden beri hayvancılığın
gelişmesinde önemli yer tutmuştur.Yozkent, sürüleri bol olan şehir anlamına
gelmektedir. daha sonra bu ismin yozgat olarak değişikliğe uğradığı ileri
sürülmektedir.
ZONGULDAK:
Kent merkezinin Üzülmez Deresi'nin ağız kısmında yer alması ve derenin ilk çağda
"Sandra" adıyla anılması, burada kurulan yerleşmenin de
"Sandaraca" adını taşıması nedeniyle, zamanla bu adın Zonguldak'a
dönüştüğünü savlamaktadır.
AKSARAY:
Selçuklu Sultanı İzzettin Kılıçarslan, şehirde cami, medrese, kümbetler ve
büyük ve beyaz bir saray yaptırdı. Şelir "Aksaray" adını işte bu
beyaz saraydan aldı.
BAYBURT:
Eldeki kaynaklara göre kasabanın ortaçağdaki adı "Paypert" ya da
"Pepert" idi. Bayburt adı buradan gelmektedir.
KARAMAN:
İlk ismi Laranda'dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi.
Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.
KIRIKKALE:
Kırıkköyü ile kentin merkezinde bulunan Kaletepe'nin kısaltılarak
birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından
yakıştırıldığı kanaati yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv
belgelerinde "Kırıkkal" şeklinde geçmektedir. Akıncıların hücum
ettiğini duyan bizans kale komutanı, bütün barut dolu fıçıları mağlubiyete
düştüklerinde havaya uçurulmasını emreder, nitekim düşündüğü gibide olur ve
fıçılarla birlikte herşey yerle bir olur.şehrin ismi Şehitlerin
kahramanlıklarını ve kimliklerini ifade etmektedir.
BATMAN:
Batman ismi Orta Çağdan beri kullanılan gelmiş ve Batman Çayı ile bütünleşen
bir isim olarak karşımıza çıkmıştır.
ŞIRNAK: Şırnak,
Nuh'un Gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı'nın Kuzeyinde Şehr-i
Nuh adıyla kurulmuş, önceleri Şerneh, daha sonraki yıllarda ise Şırnak adını
almıştır.
BARTIN:
"Parthenia"dan Bartın'a dönüşen adın kaynağı
"Parthenios"dur. Bartın ırmağının antik çağdaki adı olan Parthenios;
Yunan mitolojisinde, Okenaus'un çocuklarından birisi ve "Sular
Tanrısı"dır. "Sular ilahı veya Muhteşem akan su" anlamlarına
gelir. Bir başka anlamı da "Genç Bakire veya Genç Kızlar için koro
türküleri"... "Genç Bakire" ise, tanrıça Athena'nın bir sıfatı.
ARDAHAN:
Ardahan'ın isim babası ise Gürcülerdir. Ardahan adı Gürcüce Ardana'dan
gelmektedir.
IĞDIR:
Iğdır''ın adı; 24 Oğuz boyundan 21'ncisi sayılan İç-Oğuzlar-Üç-Ok kolunun ve
Oğuz Han''ın altı oğlundan biri olan Cengiz Alp''in en büyük oğlu olan
"Iğdır Beğ" den gelmektedir. Bu boyun ilk başbuğu Iğdır Beğ''dir.
Iğdır''ın kelime olarak manası "iyi, büyük, yiğit başkan, ünlü ve
sahip" gibi anlamlara, Yazıcıoğlu ve Resid-Üd-Din''e göre ise "iyi,
ulu, bahadır" manalarına gelmektedir.
YALOVA:
Yalova'nın adının nereden geldiğine dair çeşitli iddialar ortaya atılsa da en
çok kabul göreni Osmanlı döneminde Çiftlikköy ilçesinden başlayıp Termal ve
Çınarcık ilçelerini içine alan bölgeye verilen "Yalakabad" adından
geldiği. Yalakabad'ın ardından buranın Yali Ovası olarak anıldığı, cumhuriyetin
ilanından vefatına kadar sık sık Yalova'ya gelen Ulu Önder Atatürk'ün burada
yazdığı mektupları tarih attıktan sonra Yali Ovası yazıp imzaladığı belgelenmiş.
Türkçe'ye Rumca'dan Yalı olarak geçen yali ve ova kelimelerinin birleşerek
Yalova olarak kaldığı sanılıyor.Yalova'da "Katırlı" beldesinin adı
Esenköy, geçmişte hapishane bulunduğundan yıllarca "Zindan" olarak
anılan Teşvikiye beldesine bağlı mahallenin ismi ise Yukarı Teşvikiye olarak
değiştirildi.
KARABÜK:
Karabük bir Cumhuriyet şehridir. Safranbolu ilçesinin bir köyü olan
Öğlebeli'nin 13 hanelik mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak
demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi
gerektiğinde 13 hanelik Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir.
KİLİS:
Kilis adı Yukarı Mezopotamya da Pellada Cyrrhus denen bir kent ile aynı adı
taşıdığı ve Osmanlı kaynaklarında Kilis kalesi olarak geçtiği görülmektedir. Bu
sözcüğün okunuşu "Kiris" olup "Kilis" sözcüğüne fonetiği
bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Grant Dictionier'de Cyrrhus'u
"Kiris" anlamı da "Efendi" olarak yazmaktadır. Büyük
olasılıkla 8. yy. da bölgeye gelen Türkmenler tarafından Kiris, Kilis diye
söylenmiş ve bugünkü yeri Kilis olarak isimlendirilmiştir.
OSMANİYE:
Osmaniye'nin adı farklı bir kaynaktan Arapça Otman'dan gelmektedir.
DÜZCE:
Adının nereden geldiği konusunda her hangi bir kayda rastlanmamıştır.
Kaynak: Aydınlık Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.