Arb. Av. Hamit Serdar Yılmaz

Arb. Av. Hamit Serdar Yılmaz

Ukrayna-Rusya kimin savaşı?

...

Günlerdir bütün dünyanın gözü Ukrayna-Rusya arasındaki olaylara çevrilmiş durumda. İnternet aleminde ve medyada karşılıklı propagandaların olduğu binlerce görüntü var. Herkes NATO’nun diğer müdahaleleri gibi buraya da müdahale etmesini bekledi ama olmadı. Çünkü NATO, SSCB’ye karşı kurulmuştu ve düşman SSCB idi. Ta ki 1990 yılındaki İskoçya’daki toplantıya kadar…

Bu süreçte insanların görmezden geldiği, hatta bizim ülkemiz açısından bihaber bir konu olan “Siyonizm” İsrail için ise en büyük idealdir. Zira Telaviv’de Ben Gurion Havaalanına indiğinizde karşınıza ilk olarak; “Zionism is an infinite ideal (Siyonizm sonsuz bir idealdir.)” yazısı çıkar. Bu düşünce; “siyonizmin hakimiyetinde olan tek dünya devleti” mücadelesini verir. İşte Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa bu açıdan baktığımızda farklı bir resim görürüz.

Bu resme göre siyonist idealin içerisinde kendilerinden başka kimsenin önemi yoktur. Görev bilinci en üst seviyededir. Zafer için herşey mubahtır ve kendilerinin hakim olduğu tek dünya devletine mutlaka geçilecektir. Yerel kuruluşlardan üst kuruluşlara kadar hepsi kurulmuş ve görevlerini yapmaktadırlar. Hakimiyet içinde kendi nüfusları artmıyorsa dünya nüfusu azalacaktır. Haberi olmayanlar bile habersizce görevlerini ifa etmektedirler. Nitekim Vladimir Zelensky’i ortaya çıkaran İsrail ve Ukrayna'nın en zengin vatandaşlarından biri olan Igor Kolomoisky. Kiev sokaklarında "Halkın başkanı" şeklindeki Zelenskiy'nin resimlerinin olduğu reklam afişleri ise ilk kez 2015 yılında ortaya çıkmış, önce anlam verilemeyen bu reklamların, Zelenskiy'nin başrolünde oynadığı "Halkın Hizmetkârı" adlı diziye ait olduğu anlaşılmıştı. Sosyal medyayı çok iyi kullanan Zelenskiy’nin iki ayrı Twitter hesabında toplamda 9 milyondan fazla takipçisi var. Seçimi de sosyal medya gençliği ile kazandı.

Şuan yeryüzünde üç devletin başında Yahudi inancına sahip kişiler vardır. Bunlardan ikisi; İsrail ve Ukrayna’dır. Zaten Vladimir Zelenskiy Ağlama Duvarı’nda kipasıyla bunu hiç gizlemedi bile. Kaldı ki gizlemesine de gerek yoktu. Şuan bütün platformlarda kahraman olarak tanıtılan Zelenskiy, komedyenlikten devlet başkanlığına geçse de esasında hukuk mezunu ve inancına çok bağlı olan bir insan. Kendi açıklamasına göre Holokost’ta dedesinin üç kardeşi katledilmiş, dedesi ise Sovyet ordusunda çarpışan, bağımsız Ukrayna’nın albayı olarak ölen bir kişi.

Bu minvalde Ukrayna milletvekili Kira Rudik, 28 Şubat 2022 tarihinde ABD’nin Fox News kanalına bağlanarak; “Biz sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda yeni dünya düzeni içinde savaşıyoruz.” şeklinde bir açıklama yaptı. Zelenskiy seçildiğinden beri yeni dünya düzeninin enstrümanlarından NATO içerisinde yer almak için kapıyı çok aşındırdı. Ukrayna diğer taraftan da SSCB’yi dağıtan Belovejsk Antlaşması’nın 3. maddesindeki; ulusal azınlıkların ve etno-kültürel bölgelerin etnik, kültürel, dilsel ve dinsel özgünlüklerini ve 6. maddesindeki silahların ve askeri harcamaların ise azaltılması, nükleer silahların imhası ve genel ve tam silahsızlanmanın sağlanmasına yönelik taahhüdünü ihlal ediyordu. Nitekim 2014 yılında Donetsk ve Luhansk Kiev’in, ABD ve AB tarafından yasadışı sayılan referandumlardan sonra Ukrayna'dan ayrıldıklarını ilan etmeleriyle çatışmalar daha da arttı, her ne kadar medya gündeme getirmese de...

Bu bağlamda Putin ise “özel askeri harekatı” meşru göstermek için gerekçelerini; “Amacı, halkı sekiz yıldır maruz kaldığı zorbalık ve soykırımdan kurtarmak. Bunun için Ukrayna’nın silahsızlaştırılmasını ve Nazisizleştirilmesini sağlayacağız.” şeklinde açıkladı. Rusya’ya göre bir yandan Donetsk ve Luhansk Kiev’de kendi yandaşlarına karşı bir katliam olduğunu diğer yandan da Ukrayna’ya silah yığınağı yapıldığını iddia ediyordu.

Buradan geçmişe döndüğümüzde 1897 yılında Dr. Theodor Herzl’in başkanlığında I. Siyonist Kongre’de İsviçre’nin Basel şehrinde tartışılmış ve karara bağlanmış olan protokollerden 3.sünde; “Çıktığımız bu uzun yolda, halkımızı sembolize eden yılanın çizdiği dairenin tamamlanması için gitmemiz gereken çok az mesafe kaldı. Daire tamamlandığı zaman, bütün Avrupa devletleri yılanın büklümleri arasında güçlü bir mengene tarafından eziliyormuşcasına sıkıştırılacaktır.” fikri kabul edilmiştir. Bu protokolün bir neticesi olarak Siyonist teşkilatı genel başkanı ve İsrail Cumhurbaşkanı Chaim Weizmann'ın Osmanlı'nın yenilmesi için siyonistlerin çalıştığına dair itirafı ise New York'ta çıkan "The New Palestine" adındaki Yahudi gazetesinin 1923 Nisan sayısında; "Zannediyorum ki harbin başlıca iki neticesinden birisi de Yahudi yurdunun kurulması hadisesi teşkil ettiğini, harbin tarafsız yazılacak tarihi gösterecektir. Biz bunun için harb ettik ve Türklerin mağlubiyetine hizmet ettik! 1897 siyonist kongresinin kararlarına ve siyon liderlerinin protokollerine uyularak otuz milyon Avrupalının telef olmasına sebep olduk!" şeklinde yer almıştır.

İşin asıl yönü buyken diğer taraftan soğuk savaş döneminde dünya; SSCB’ye karşı NATO ve Batı’ya karşı Varşova Paktı olarak ayrılmıştı.1991 tarihinde Minsk kenti yakınlarındaki Belovejsk’de Belarus, Rusya ve Ukrayna Devlet Başkanları, SSCB’yi dağıtan ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nu kuran Belovejsk Antlaşması’nı(Kuruluş Antlaşması) imzaladılar. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı Doğu Avrupa'da komünizmin çöküşünü ve Soğuk Savaş döneminin bitişini simgeledi. 1989 Devrimleri ve Varşova Paktı'nın 1991'de dağılması, NATO'nun  ana rakibini ortadan kaldırdı. ’nın öncülüğündeki komünist bloka karşı kurulan NATO, Sovyet Bloku’nun dağılmasının ardından amacında, görevlerinde ve Avrupa kıtasına odaklanışında strateji değiştirmiş ve yeni düşman olarak İslam dünyasını belirlemişti.

Nitekim, İngiliz eski başbakanlarından Demir Leydi lakaplı Margaret Thatcher, 1990 yılında İskoçya’da yapılan NATO toplantısında; “Sovyetler Birliği yıkılmıştır, karşımızda düşman kalmamıştır. Şimdi NATO’yu dağıtacak mıyız? Hayır, neden? Çünkü düşmansız bir ideoloji yaşayamaz. Yeni bir düşman bulmamız lazım. Düşman aramaya ise gerek yok; yeni düşmanımız İslam’dır.” sözleriyle yeni dönemi başlatmıştı. Butarihi toplantının ardından NATO, özellikle daki NATO tatbikatlarında düşman şehirlerinin adı İslam şehirleri ile değiştirilmiş, komünizmin simgesi olarak kullanılan kırmızı renk yerine İslam’ı simgeleyen yeşil renk, düşman rengi olarak kullanılmaya başlanmıştı. Margaret Thatcher’in 12 Şubat 2002 yılında İngiliz The Guardian için kaleme aldığı makalesinde; “Yeni Bolşevizm İslam’dır” başlığını taşıyordu. Thatcher makalesinde; “Tıpkı komünizm gibi İslamizm’i de yenmek için uzun süreçli ve kapsayıcı bir strateji gerekiyor.” uyarısında bulunuyordu.

Dolayısıyla 1990 yılından şuana kadar NATO’dan düşmanın değiştiğine dair bir açıklama gelmediğine göre, Rusya’ya saldırmasını gerektirecek bir nedeni yoktur. Olan sadece halklara olacaktır.

 

Etiketler :
, , , , , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum