BEHÇET NECATİGİL

...

Kastamonulu bir babanın çocuğudur. 16 Nisan 1916’da İstanbul’da doğdu. İlkokula İstanbul’da başladı. Babasının işi dolayısıyla bir süre sonra Kastamonu’ya taşındılar. Kastamonu Muallim Tatbikat Mektebi’nde okudu ve 1927’de mezun oldu. Kastamonu Lisesi’nde ortaöğrenime başladı. Edebiyatla ilk tanışması da bu yıllarda oldu. O yıllarda Kastamonu Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan meşhur şair Zeki Ömer Defne, O’nu destekledi ve yazmaya teşvik etti. 1930’da Necatigil’in defterine; “Yarının iyi kalemine sahipsin. Boş durma oku.” yazan Zeki Ömer Defne’nin ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunu bugün daha iyi anlayabiliyoruz.  Necatigil’nin rahatsızlanması üzerine O’nun tedavisi için aile tekrar İstanbul’a döndü. Tedavinin bitmesi sonrasında ortaöğrenimini Kabataş Lisesi’nde, yükseköğrenimini İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda tamamladı. 1940’dan başlayarak Kars, Zonguldak ve mezunu olduğu Kabataş Lisesi’nde Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği yaptı. İstanbul Eğitim Enstitüsü’nden emekli oldu. Ölümüne kadar verimli, özverili bir şair ve yazar olarak eser vermeyi sürdürdü. 13 Aralık 1979’da İstanbul’da vefat etti. Kabri Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.  Adı Kastamonu şehir merkezindeki bir okula verilmiştir.

Necatigil, sade, iddiasız bir sesle ama derinlikli bir yaklaşımla, büyük kentlerin gözden uzak yerlerinde, hayatını bin bir zorlukla kazanan insanların, yoksul kesimlerin, onurlu bir hayat sürebilmek için alın teriyle didinen insanların şiirini yazdı. Bu insanların iç ve dış dünyalarını yansıtmakta çok başarılı oldu. Şiir kitapları şunlardır: Kapalı Çarşı, Çevre, Evler, Eski Toprak, Arada, Dar Çağlar, Yaz Dönemi, Divançe, İki Başına Yürümek, En/Cam, Zebra, Kareler Aklar, Sevgilerde, Beyler, Söyleriz.”( 1 )

Doğan Hızlan, Behçet Necatigil’le ilgili şunları söylüyor; “Şiir geleneğimizi özümleyen bir sanatçıdır. Özümleme işlemi içinde, gelenek içinde neyin öldüğünü, neyin bugün hâlâ sanat ve şiir katında yaşadığının en sağlıklı saptamasını yapmış şairdir. Geleneksel şiirin biçimlerine çağdaş bir yükü yerleştirir. Kişisel tedirginlikler, özlemler, bunalımlar, onun bireysel şiir dünyasını oluştururken, dar toplumsal yorumlara, güncellik mengenesine şiirini sokmadığından hem kendi toplumunu hem de toplumların kesiştiği evrenselliği simgeler.”(2)

Vefatının yıldönümünde Behçet Necatigil’i rahmetle anarken yazımı O’nun “ARADA” başlıklı şiiri ile bitiriyorum:

“Her şey araya giriyor, aradan çıkıyor

Arada çocuklar doğuyor, büyüyor, yürüyor

Arada evler, evlenmeler, ölümler duruyor

Arada yaz, kış, bahar dünya dönüyor

 

Biz unuturuz başka!

Ölümler arada, hatırlanır

Dünyanın malını toplasak da

Bu dünyanın sonu vardır.

 

Ölümler varsa arada, anılar da var

Sevdiğin miydi, geceleri

Gelir uykulara canlı. Nemli sabahlara taze

Açılmış çiçekler kadar.

 

Zorluklar varsa arada,

İnsansın!

Engellere harcanmayan güçler ne güne

Dayat ki, yaşadığını anlayasın!

(1)   Şairlerimizde Seçme Şiirlerle Şiir Dünyasına Yolculuk / 

 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

0212 252 39 91  / www.iskultur.com.tr

(2)   Portreler Türk Edebiyatına Dönemsel Bakış  / Lütfi Özkök / Dünya Kitapları

0212 440 24 24  / www.dunya.com

Etiketler :
, , , , ,
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum